9 Mart 2008 Pazar

Type1-2-3

Type 1
İf you study, you will learn (Çalışırsan öğrenirsin.)
İf +Simple Present, +Simple Future
Type1’i formülleştirecek olursak yukarıdaki formül çıkar. Genel kullanımı verildiği gibidir. Type1’de eğer aktarılan olay genel bir ifade ise temel Cümlecikte de Simple present olabilir. Ama bu istisnai bir durumdur. Genelde kullanımı verildiği gibidir.
Type 2
İf you studied, you would learn (Çalışsaydın öğrenirdin.)
İf + Simple Past , + would +V1
Genel kullanımı formüldeki gibidir. İf’li cümlecikte bir present etkisi vardır. Çünkü olay şu an ve gelecek ile ilgilidir. Ama unreal yapı olduğu için geçmişe çekilerek aktarılıyor.
Type 3
İf you have studied, you would have learnt.(Çalışmış olsaydın öğrenmiş olurdurn.)
İf +present perfect, + would have V3
Özet olarak;
Type 1: İf + Simple present, +will + V1
Type 2: İf + Simple past, +would + V1
Type 3: İf + Presentperfect, +would + Have V3
Şart cümlelerinin informal olarak değişik kullanımları varsa da asıl gramatikal boyutu açıklananlardır. KPDS’de mutlaka anlatılan şekilde gelir. Sınavda 7-8 soruyu ilgilendiren bir konudur. Mutlaka iyi bilmeli.
Type 1
İf the goverment takes stricter measures, the inflation will drop. (Hükümet daha sıkı tedbirler alırsa enflasyon düşecek.)
İf you learn a foreign language, you will find a good job easily. (Bir yabancı dil öğrenirsen kolayca bir iş bulursun.)
***Not: Şartlı cümlelerde çeviriden ziyade yapının İnglizce boyutunu kavramak gerekir. Olay ne zaman olmuş, gerçekleşebilir mi, gerçekleşemez mi? Yapıya bu şekilde yaklaşmak gerekir.
I will help you with this matter if you call me next week. (Gelecek hafta beni ararsan, sana yardım edeceğim.)
Görüldüğü gibi “if” bağlacı arada da yazılabilir. Main Clause ve İf Clause’den hangisinin başta söyleneceğini vurgu belirler. Hangisi vurgulanacaksa o önce söylenir. Bağlaç arada iken virgüle (,) gerek yoktur. Çünkü bağlaca kadar olan kısım main clause, bağlaçtan sonraki kısım if clause’dır. İf clause cümleciği başta ise bu cümleciğin sınırını belirlemek için virgül (,) kullanılır.
Help+s.o: birine yardım etmek
Help+so+with+sth: birine bir şey için yardım etmek
Type 2
İf I knew some English now, I would go abroad. (Eğer şimdi biraz İnglizce bilseydim, yurt dışına giderdim.)
İf I were you, I wouldn’t accept his offer. (Yerinizde olsam onun önerisini kabul etmezdim.)
İf the next week were holiday, we would go for a picnic. (Eğer gelecek hafta tatil olsaydı, pikniğe giderdik.)
Görüldüğü gibi type 2 şu an ve gelecek ile ilgili olan unreal yapılardır. Eğer cümlede şu an ve gelecek ile ilgili bir ifade varsa mutlaka type 2’ye gidilmelidir.
Type 3
İf ı had known that he was your friend, I wouldn’t have rejected him. (Eğer onun arkadaşınız olduğunu bilseydim onu redetmezdim.)
İf they had invited me, I would certainly have paticipated in their wedding ceremony last week. (Eğer beni davet etmiş olsalardı , kesinlikle onların geçen haftaki düğün törenlerine katılırdım.)
Görüldüğü gibi type 3 yapısında mutlaka bizi geçmişe götüren bir ifade vardır. Bu ifade genellikle gemişe yönelik bazı zaman zarfları ile kurulur. Ama dikkatli olmak gerekir. Bazen bize geçmişi hissettirecek bir zaman zarfı yerine aynı görevi gören bir noun clouse’da verilebilir. (birinci cümlede olduğu gibi) Ama hangi biçinde olursa olsun eğer olay geçmişte olmuşsa mutlaka type 3’e gidilmelidir.
Sınavda main clouse ve if clouse’ın fiilleri boş bırakılarak sorulur. Her üç yapının kullanım özelliklerine hakim olursak kolayca çözebileceğimiz bir soru olur.

CONDITIONAL SENTENCES

Şartlı cümleler demektir. Bunlar genellikle her dilde üç temel şekilde söylenirler. Şartlı cümle yapısının İnglizce ve Türkçe kullanımları arasında bazı farklılıklar vardır. Konuya girerken önce Türkçe yapısı anlatılacak. Kullanımda aralarındaki farklılığı ve İnglizce mantığını kavramak gerekir.
Türkçe Uygulaması
A- 1)Gerçekleşebilir şart cümleciği: Çalışırsan öğrenirsin, Yarın gelirsen çalışabiliriz, vb. Görüldüğü gibi bu yapıda şart yerine getirileceği taktirde temel istenen gerçekleşebilir. Bu nedenle bu yapıya “Real Yapı” denir.
B) Gerçekleşemeyen şart cümleciği: Bu yapı iki şekilde kurulur Bunlarda şartın yerine getirilme olanağı olmadığı için temel istenenin gerçekleşmeyeceği yapılardır. Bu nedenle bunlara “Unreal Yapılar” denir.
2)Çalışsaydın öğrenirdin. Görüldüğü gibi geçmiş zamanda birinci maddenin uygulanmasıdır.
3)Çalışmış olsaydın öğrenmiş olurdun.
Real yapılarda ister olumlu ister olumsuz olsun istenen gerçekleşebilir. Unreal yapılarda ise cümle kuruluşu anlamla terstir. Yani cümle kuruluşu olumlu iken anlam olumsuz; cümle kuruluşu olumsuz iken anlam olumludur. Peki bu açıklama neye yarar?
Şartlı cümlelerin İnglizce mantığı için bu açıklama gereklidir. Çünkü unreal yapılarda zamanlarreal zamanlara göre bir önceye çekilerek söylenir.
Türkçe’de Type 2 ve Type 3 ün kullanımı hemen hemen aynıdır. Aradaki ayırım çok net değildir. Rahatlıkla birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Türkçe’de durum böyle iken İnglizce’de neden iki type’e gerek duyulmuştur?
İnglizce’de Type 2 ve Type 3 birbirinden çok ayrı şeylerdir.
Type 2: İçinde bulunulan veya gelecekteki bir olay için kurulan unreal yapılardır. Sınıfta olmasaydık, yarın geleceksen gibi
Type 3: Geçmişteki bir olayın aktarıldığı unreal yapıdır. Eğer aktarılacak olay geçmişte ise mutlaka type 3’e gidilmelidir. Geçen yıl mezun olsaydın, dün gelseydin gibi
***Not: Türkçe’de bağlaçların anlamları yükleme yüklenerek söylenir. Gelse çalışırken gibi. İnglizce’de ise bağlaçlar ayrı bir kelime olarak kullanılır. if, while, when gibi. Bağlaçlar konusu ayrıca ele alınacaktır.
Şimdi Şart Cümlelerinin İnglizce kuruluşlarını görelim:

6 Mart 2008 Perşembe

İsim Cümlecikleri İle Kullanılan Bağlaçlar

İsim Cümlecikleri İle Kullanılan Bağlaçlar
İsim cümlecikleri ile üç tür bağlaç kullanılr.
1. ) That: -ki (En çok kullanılan bağlaçtır. Olaya tek yönlü bakar.)
2. Whether: ...ip ...imediği (Olaya iki yönlü bakar. “or not” ile beraber de kullanılabilir.)
3. Question Word: Tüm soru kelimeleri isim cümleciklerinde bağlaç olarak kullanılabilir.

Bu bağlaçların anlamları farklı ama kullanılış biçimleri aynıdır. Bu nedenle en sık kullanılan “that”i önce iyi öğreneceğiz. “that”in kullanımı iyi çözülünce sistem aynı olduğu için diğerleri de rahat bir şekilde anlaşılır.

5 Mart 2008 Çarşamba

NOUN CLOUSES

NOUN CLOUSES
Sıfat Cümlecikleri kadar zor olmayan ama önemli bir konudur. Önce mantığını kavramak gerekir. Sıfat Cümleciklerinde bir isim bir sıfat sözcüğü gibi bir cümlecik tarafından niteleniyordu. Noun Clouses’larda ise kullandığımız isimler (veya zamirler) bu cümlecikten etkilenirler.
Bir cümlede isimler özne, nesne ve tümleç durumundan biri ile kullanılabilirler. Demekki Noun Clouses’lar (ismin yerine kullanıldıklarından) da bir complex cümlede özne, nesne veya tümleç olarak kullanılabilirler. Bu durumda isim bir kelime ile değil de bir cümlecik ile ifade edilmiş olur. Başka bir değişle bir ismin kullanılabildiği her yerde bir Noun Clouses kullanılabilir.
Bunu İnglizce’deki cümle kuruluşu üzerinde gösterecek olursak;
S V O Tümleç
Bu cümle yapısında bir noun clause S, O ve tümleç durumundan biri ile ifade edilebilir.
I know his failure. (Ben onun başarısızlığını biliyorum.)
Bu cümledeki “failure”(başarısızlık) kelimesi isimdir ve cümlede nesne konumunda kullanılmıştır. Bu isim yerine bir cümlecik de gelebilir. Dolayısıyle bu cümlecik bir noun clause olmuş olur ve nesne durumunda kullanılmış olur. “failure” ismi yerine “he has failed”(O başarısız olmuş) cümleciğini kullanabiliriz. Ancak burada iki cümlecik olduğu için bu iki cümleyi bağlayacak bir bağlaca ihtiyacımız vardır. Bu şekilde cümlemiz;
I know that he has failed. (Biliyorum ki o başarısızdır.)
Yalnız bu çeviri konuşma dili için geçerlidir. Yazı dilinde ve sınavda kesinlikle böyle çevirmiyoruz. Bağlacın anlamını “ki” olarak değil de cümleciğe yükleyerek çeviririz. Bu açıklamalardan sonra artık cümlemizi şu şekilde çevirebiliriz:
Onun başarısız olduğunu biliyorum.
Not: Yan cümleciklerin türkçeye çevrilirken öznenin “ın” eki alarak çevrildiğini hatırlayınız. Sıfat cümlecikleri de dahil bu konuyu işlerken temel cümle, yan cümlecik gibi kavramları da göreceğimizden bunlara hakim olmak gerekir.

4 Mart 2008 Salı

2.) Komplex Edatlar

2.) Komplex Edatlar
Bu edatlarda KPDS’de bir-iki soru geliyor.
İn spite of: ...e rağmen
Despite:

Due to
Owing to
On account to: ...den dolayı
Becouse to
İn view of

KPDS’de genelde bu iki gruptan soru gelmektedir.
Regarding
Concerning
As regards: ...e ilşkin
With regard to
About

İn case: ...durumunda
İn the event of

İn terms of: itibariyle, bakımından
With respect to: ...e göre (kıyaslamada)
According to: ...e göre (görüş belirtirken)
İn addition to: ...e ilaveten

İnstead of ...nın yerine, ...cek yerde
İn place of

Rather than: ...den ziyade
Apart from: ...den başka

Prior to ...den önce
Before

Unlıke
İn contrast to ...nın aksine
Different from

As well as: hem.......hem, yanısıra

İn relation to ...e oranla
İn proportion to

For my part: bana göre
By way of: yoluyla
By means of: vasıtasıyla
Except = except of:...hariç, ...dışında

From the point of view of
İn terms of bakımından
With regard to

For my part bana göre
As far as I am concerned

As well as
İn addition to ayrıca, yanısıra
Besides
Appart from

Basit Edatlar

Basit Edatlar
In: içinde (sabit durumda ve dışında olmayan)
At: ...de, ...da
Into: içinde (harakat olduğunda)
On: üzerinde (statik olarak)
Onto: üzerinde (dinamik olarak)
Under: altında
Up: yukarıya, yukarıda
Down: aşağıya, aşağıda
After: ...den sonra
Before: ...den önce
With: ile
Without: ...sız
Of: ...nın (telafuzu hafif bir “v” sesi iledir)
Off: haricinde, dışında (tek başına kullanılmaz, değimselleşmiş kalıplarda. “of” olarak telafuz edilir.)
By: ile, tarafından, ...e kadar
Near: ...nın yakınında, ...e yakın
Next to: ...nın yanına, bitişiğinde
Like: gibi
Unlike: aksine
As: olarak
From: ...den, ...dan, (somut olarak)
Out of: ...den, ...dan (soyut olarak)
Beyond: ötesinde
Behind: arkasında
Beneath: (yerin) altında
Beside: ...den başka, ...nın yanında
Over: üstünde (temas olmadan) “over” bir önek olarak kullanılrsa sonrasındaki kelimeye “aşırı, fazla” anlamını katar. Bu kullanımdaartık edat değildir.

PREPOSİTİONS

PREPOSİTİONS
Türkçe ile batı dilleri arasındaki en büyük farklılık edatların kullanımındadır. Türkçe’de edatlar hangi ismi etkilerse o ismin sonrasında gelir. Inglizce’de ise edatlar isimden önce gelirler.
Inglizce’de edatların kullanım yerleri ismin yanıdır. Ama ismi nitelemezler. Çünkü ismi niteleyen sıfatlardır. Tanımından da anlaşılacağı gibi edatlar, tek başlarına kullanılmayan, bir isim ile kullanılp o ismin anlamını tamamlayan kelime gruplarıdır. Edatlar ism ile beraber kullanıldıklarından Inglizce’de üç kullanım yerleri vardır.
1.) İsimler ile for money
2.) Zamirler ile for them
3.) Gerundlar ile for learning
Bir cümlede çeviri yaparken edatların etkilediği ismi bulmak problemlidir. Çünkü edatların Inglizce’deki kullanımı Türkçe ile terstir. Biz yüze yakın sıklıkla görülebilen edatları öğreneceğiz. Basit ve komplex olmak üzere iki gruba ayırarak edatları öğreneceğiz.